
“Antigone’ye Giriş”
Kızı Antigone ile beraber Thebai'yi terk eden Oedipus birtakım maceralardan sonra Kolonos'ta sakin bir ölüme kavuşunca Antigone Thebai'ye döndü.
Kızı Antigone ile beraber Thebai'yi terk eden Oedipus birtakım maceralardan sonra Kolonos'ta sakin bir ölüme kavuşunca Antigone Thebai'ye döndü.
Mutluluk, kişinin müspet (olumlu) kederi ve ıstırabın yokluğuyla ölçülür.
Bir yanda budala, önemsiz, hastalıklı, kimseye yararı olmayan, tersine herkese zararı dokunan, niçin yaşadığını kendisi de bilmeyen, yarın nasıl olsa kendiliğinden ölecek olan bir kocakarı...
Şair mantık melekelerimize hitap etmediğinden, bir derinliği olan her filozofun sahip olduğu hakka, başlangıçta anlaşılmaz görünme hakkına sahip değildir.
"Tuhaftır, genelde çok konuştuğum söylenir. Ama işte yıllar önce biri vardı, sadece konuşmadığım için ve konuşmamaya devam etmem için; ne zaman sarhoş olsa beni arardı....
Akıp giden zamanın birazından en son ne zaman ayırdın kendine?
Kim şunu duymaktan hoşlanır ki: “Seni seviyorum, çünkü kendimi gönüllü olarak seni sevmeye adadım ve sözümden dönmemek için seni kendime olan sadakatimden dolayı seviyorum.”
Neden Yazıyorum: George Orwell’ı yazmaya ve yaratıcılığa iten dört evrensel dürtü!
Düşünüyorum da; yaprakların hışırtısıyla geçiyor şu aralar sokaklar, ve yine düşünüyorum da mutlu muyduk yoksa biz de bir zamanlar...
“Gerçek nedir?” diye sormuş Pilatus(1) alay ederek, sorusuna bir yanıt da beklememiş. Kuşkusuz, uçarılıktan hoşlanarak kesin bir inancı benimsemeyi boyunduruk altına girmek sayan, gerek düşüncelerinde...
Arzularımızın inanışlarımız üzerindeki etkisi herkesçe bilinen ve gözlenen bir olgudur; ancak bu etkinin niteliği çoğu zaman yanlış algılanır. İnançlarımızın büyük bölümünün bazı rasyonel temellere dayandığını;...
Biz insanlar öteki yaratıkların ne üstünde ne altındayız. Bilge der ki, göklerin altındaki her şey, aynı yasanın ve aynı yazgının buyruğundadır.
Caesar’ın ve İskender’in, en büyük işleri başarırken, doğal ve bundan ötürü gerekli ve akla uygun zevkleri bol bol tattıklarını görünce, buna ruhu gevşemek demem; tersine,...
Çok gariptir; çağımızda işler o hale geldi ki felsefe, anlayışlı insanlar arasında bile, ne teorik ne pratik hiçbir yararı ve değeri olmayan boş ve kuru...
Yazarken kitapları bir yana bırakır, aklımdan çıkarırım; kendi gidişimi aksatırlar diye. Gerçekten de iyi yazarlar üstüme fena abanır, yüreksiz ederler beni. Hani bir ressam varmış,...
Plinius’un dediği gibi, herkes kendisi için bir derstir elverir ki insan kendini yakından görmesini bilsin. Benim yaptığım, bildiklerimi söylemek değil, kendimi öğrenmektir; başkasına değil kendime...
Yazar acınacak durumda bir zavallıdır gerçekte. Neredeyse, boş bulunup yüksek sesle gülemez bile. Eseri ruhsal gelişim amaçlı ders kitabı olarak görüldüğünde cendereyle sıkıştırılmıştır artık.