Karanfiller birikti pencerenin kenarında Nazım. Kavgalarımız da. Tıpkı karanfiller gibi. Sustukça büyüdü içimizdeki kar. Alıştığım o yanımda oluşun şimdi bir ısırgan gibi canımı acıtmaya başladı. Yüzünü görmeye tahammülüm kalmadı. Evimde bir düşmanla yaşıyor gibiyim. Ben her gün düşmanıma yemekler pişiriyorum. Kirlilerini yıkıyorum. Mecburen aynı masaya oturuyorum. Bu sessiz savaş devleştikçe bende başka biri oluyorum. Keyif almıyorum artık o ıspanaklı böreklerden. Giyinip süslenmek artık ancak düğünlerde, o da el gördülük işte. Senin için kolumu kaldırasım kalmadı inan bana Nazım. Kocaman bir yüksün artık omuzlarımda. Atmaya kıyamadığım. Günler geçtikçe ağırlaşıyorsun. Belki ben seni bırakamam yolun kenarına ama bu gidişle ben çok yaşamam Nazım. Hastalıklar arıyorum kendime ölmek için. Tüm sonuçlarım temiz çıkıyor. Psikoloğa görün diyorlar. Görünmüyorum Nazım. Sen git psikoloğa. Şu saatten sonra deli damgası yiyemem. Yavaşça in omzumdan uzaklaş benden. Ama adımı unutma bir de beni hatırlayınca gülümsemeyi. Ama git Nazım. Yapamıyorum seninle. Sensiz de olmuyor bunu bil ama. Sezen Aksu da git derken susuyorve gitme diyor ya aynı yerden açılıyor yaram. Yılların alışkanlığı büyüdükçe bütünleşiyor tüm hücrelerimle. Kendini kendinden ayırmak kolay mı sen söyle Nazım. Bazı hikayeler biter ki yenisi başlayabilsin. Ama benim hikayem sensin Nazım . Her gün yeniden başladığım.