Derler ki sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer…
Peki ya yoğurtta ateşimi dağlıyorsa.
O halde bilmediğim bir gönlün hikayesinin esiriyim ben.
Daima zarafeti yeğleyen gönlüm vaktaki bu hikayenin esiri oldu kadife örtüler içine sarılmış kuş gibi çırpındıkça çırpındı.
Dünyanın tüm depdebesine karşın tek isteğim esiri olduğum gönlün efendisi olmaktı.
Kimi zaman yağan yağmurda arardım seni çaresiz! İçimde yabancı bir sızı… Toprağa düşen her damlada çılgınlar gibi esiri olduğum gönlü arardım.
Biraz kahve yudumlardım sonra ılık ılık akardı boğazımdan sensizliğin hasreti. Her bir köşemi sarardın sonra apansız.
Nermdil gönlüm sensizliğin yabancılığında bir kez daha kaybolur giderdi.
