Edirne
Kentte hasadı devam eden acı biberler ev hanımları tarafından önce ipe diziliyor, sonra gölgelik alanlarda kurumaya bırakılıyor.
Karaağaç Mahallesi’nden toplanan tonlarca acı biber, kullanıma hazır kıvama gelene kadar meşakkatli bir süreçten geçiyor. Yaklaşık bir ay gölgede kurutulan biberler, daha sonra kızgın yağda kızartılarak ciğerle sofralara geliyor.
Edirne’yi Tanıtma ve Tava Ciğeri Koruma Derneği Başkanı Bahri Dinar, AA muhabirine, “dünyanın en acı tatlısı” diye nitelendirdikleri Karaağaç acı biberinin dizilme ve kurutma sürecinin başladığını söyledi.
Tava ciğer ve Karaağaç biberinin ayrılmaz ikili olduğunu belirten Dinar, şunları kaydetti:
“Hasat edilen milyonlarca biberi ev hanımları el emeği, göz nuruyla sapından dizerek kurutmaya bıraktı. Kuruyan biberleri aldık, yağ tavasına attık ve saniyeler içinde pişirdik. Artık hasadı yapılan biber servise hazır. Ozan şöyle diyor, tava ciğer ve biber için türküsünde. ‘Tavası var, ciğeri var, yanında biberi var. A be güzel Edirne’m sende daha neleri var’. Tava ciğer ve biber. Birbirlerinin olmazsa olmazı iki aşığı buluşturduk.”
Ev hanımları biberleri tek tek diziyor
Biber dizen ev hanımlarından Öznur Yavuz Bulduk, tarlalarda hasat edilen biberleri oya işler gibi dizerek kurumaya bıraktıklarını dile getirdi.
Biber dizmeyi severek yaptığını ve aile ekonomisine katkı sağladığını ifade eden Bulduk, “Acı biber, tava ciğerin olmazsa olmazı. Biz de bu biberleri en iyi şekilde kurutarak ciğerin yanına sunum için hazırlıyoruz. İğne oyası gibi tek tek şekillendirerek, emek vererek dantel işi gibi diziyoruz. Eliniz seriye bağlıyor, sevene çok zevkli bir iş. Ne kadar çok biber dizersen o kadar çok kazanç elde ediyorsunuz.” diye konuştu.
Nursel Çık da 16 yıldır bu işle uğraştığını belirterek, “Gece gündüz demeden çalışıyoruz. Çuvalda kaldığı zaman çürüyor, geldiği gibi dizmemiz gerekiyor. Her gün 3 ton biber diziliyor. Emek isteyen bir iş.” dedi.
Kaynak: AA