Doğan Hızlan: Bu cübbede çok emek var

Sanat ve edebiyata katkıları nedeniyle Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verilen Doğan Hızlan, “Bu cübbede hocalarım, edebiyatçı dostlarımın, arkadaşlarımın emeği var” dedi.


Türkiye’de sanat eğitiminin öncü kurumu konumundaki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin (MSGSÜ) 139’uncu kuruluş yıldönümünün kutlandığı törende, ‘Edebiyatın Cumhurbaşkanı’ olarak anılan Hürriyet Gazetesi yazarı Doğan Hızlan’a sanat ve edebiyata yaptığı katkılar nedeniyle fahri doktora unvanı sunuldu.

Dün sabah üniversitenin Fındıklı Yerleşkesi’ndeki Osman Hamdi Bey Salonu’nda düzenlenen tören, rektör Prof. Handan İnci Elçi’nin konuşmasıyla başladı.

SANATI VE EDEBİYATI TEŞVİK ETTİ

Türkiye’nin sanat, tasarım ve mimarlık alanlarında eğitim veren ilk yüksek öğretim kurumu olarak bu alanlardaki öncü kadroları yetiştiren MSGSÜ’nün Sultan II. Abdülhamid’in isteği üzerine arkeolog, sanat tarihçi, müzeci ve ressam Osman Hamdi Bey’in gayretleriyle kurulduğunu ve ilk derslerin 2 Mart 1882’de başladığını hatırlatan Handan İnci, üniversite senatosu tarafından Doğan Hızlan’a fahri doktora verilmesi kararının gerekçesini açıkladı: “1950’lerden günümüze kitapları, makaleleri, söyleşileri, televizyon programları ile üniversitemizin misyonuna uygun olarak sanatsal üretimi teşvik etmek ve sanatı toplumsal katmanlara yaymak için etkili bir faaliyet yürüttüğü; sanatı ve sanatçıları desteklediği; başta edebiyat olmak üzere müzik, resim, heykel, opera, sinema, tiyatro gibi eğitim programlarımızda bulunan konularda kültürel ortamın gelişmesine katkı sağladığı ve bu yolda kesintisiz olarak çalışmayı sürdürdüğü için Doğan Hızlan’a MSGSÜ Senatosu tarafından fahri doktora unvanı verilmesi kararlaştırılmıştır.”

‘ALDIĞIMDAN ÇOK ÖDÜL VERDİM’

MSGSÜ’den 40 yıl önce 1981’de mezun olmuş öğrenciler adına camaltı resimleriyle tanınan ressam Mevlüt Akyıldız’ın yaptığı konuşmanın ardından Doğan Hızlan için hazırlanan video gösterildi. Videoda, Kocamustafapaşa’da doğup büyüdüğünü hatırlatan Doğan Hızlan, “Sadece ailemin değil, teyzelerimin halalarımın da tek çocuğuydum. Babam tam bir İstanbul beyefendisiydi. Güzel giyinmeyi, iyi yemekler yemeyi babamdan, hayata farklı bakmayı, açık düşünceli olmayı Giritli olan anneannemden, hayata derin bakmayı annemden, zor beğenmeyi de teyzelerimden öğrendim” diye konuştu.

Video gösteriminin ardından Doğan Hızlan’ın fahri doktora plaketi Prof. tarafından takdim edildi ve cübbesi giydirildi. İnsan hayatında ödüllerin önemli olduğunu, pek çok kez jürilik yapmış biri olarak çok ödül verdiğini ama az ödül aldığını vurgulayan Hızlan, “İnsanın hayatının belli dönemlerinde ödüllendirilmesi güzel bir şey. Bu cübbenin içinde hocalarım, edebiyatçı dostlarımın, arkadaşlarımın emeği var. Onların adlarını saymaya kalksam sabaha kadar bitmez” dedi.

Pertevniyal Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydolduğunu ama daha çok Edebiyat Fakültesi’nin derslerine girdiğini hatırlatan Hızlan, şöyle devam etti: “50 Kuşağı’ndan arkadaşlarımızın çoğu aramızdan ayrıldı. Ben onlar gibi iyi şiir, öykü ya da roman yazamadım ama ben de 50 Kuşağı’nın eleştirmeni oldum. 50 Kuşağı’nın 50’nci yıldönümü vesilesiyle hazırlanan kitapların hepsinin girişlerini ben yazdım. Böylece hepsinin kitabına girmiş oldum. Hayattaki en büyük tesellilerimden biridir bu.”


Sizin Tepkiniz Nedir?

hate hate
0
hate
confused confused
0
confused
fail fail
0
fail
fun fun
0
fun
geeky geeky
0
geeky
love love
0
love
lol lol
0
lol
omg omg
0
omg
win win
0
win

Dutluk Dergi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin