Dram ve Romantizm Temalı 26 Bilimkurgu Yapımı

Bilim, her koşulda insanı ve onun ihtiyaçlarını temele alan bir mekanizma ile ilerlerken beslendiği birçok ana unsurdan da etkilenmeye açıktır. Bunların en başında felsefe, sanat ve edebiyat vardır. 


Kurgu bilim hiç şüphesiz düşündüğünü hisseden ilk insandan günümüze değin hiç durmadan kendisini geliştirdi ve günümüze kadar geldi. Bu aslında bilimin birikimle ilerlediği gerçeğiyle yüzleşmemizi de sağladı. Yaşam döngüsünün, daha doğrusu evrenin var olma nedenleri üzerine düşünmüş bilinen ilk filozofların o kısıtlı imkânlarıyla hayal ettiklerinin günümüze yansıması “İlim mi? Bilim mi?” mücadelesinin de tarihsel bir iz düşümüdür aslında.

Bilim, her koşulda insanı ve onun ihtiyaçlarını temele alan bir mekanizma ile ilerlerken beslendiği birçok ana unsurdan da etkilenmeye açıktır. Bunların en başında felsefe, sanat ve edebiyat vardır.  Bilim, kalabalığın beklentisinden ziyade insanlığın geleceği hakkında kaygı duyduğu, merak ettiği alanlarda ilerlemeyi doğru bulur. Bu çalışmalar esnasında yine
kalabalığın anlam veremeyeceği ve hatta çokça kızacağı işler yapmaktan da geri durmaz.

İşte bu süreçte biz bilimkurgu meraklıları için de sonsuz bir fikir deryası çıkar karşımıza. 21. Yüzyılın tüm imkânlarına rağmen en hevesli olanlarımız dahi her gün yeni bir şey görür ve her seferinde yeniden şaşırırız. Bilimkurgu sanatı da tıpkı bilim gibi bu hızlı yükselişin rehavetine kapılmaz. Adı konmamış bir sözleşme ile kurgu ve bilim sürekli bir devinim içerisinde çalışmaya/paslaşmaya devam eder.

Toplumun büyük çoğunluğu bilimkurgu eserlerini okumazken ancak aynı çoğunluğun bilimkurgu yapımlarına daha sıcak baktığı gerçeğinden yola çıkarsak eğer bu yapımlardan da bahsetmek gerekir. Hani bir söz vardır, “Bilimkurgu sutyenli, tabancalı kızlardan ibaret değildir,” diye; evet bilimkurgu çok daha fazlasıdır. Bir bilimkurgu yapımından beklenti
temelde bilimle çelişmemesi iken hikâye örgüsü yaşamın ya da bir düşün herhangi bir parçasına dayanabilir. İnsan ya da doğa ya da evren merkezli bir hikâye örgüsü de olsa aklımıza gelen başlıca sorular şunlar olmaktadır: Canlı var mı? İnsan ne yer ne içer oralarda? Yaban ellerde insan nesli nasıl çoğalacak?

Tüm bunları bir arada değerlendirdiğimizde evrenin başka bir köşesinde yaşanacak bir hikayede bizi ilk kaygılandıracak olan şeyleri listelerken; beslenme, seks (türün devamı), barınma ve ardından güvenlik gibi en temel ihtiyaçlarımızla karşılaşırız. Yapımcılar da bu gerçekten yola çıkarak ister distopya, post apokaliptik, alternatif tarih; ister siberpunk,
dizelpunk, sert bilimkurgu olsun en temel güdü olan cinselliği yadsımaz. Yapımın en buhranlı sahnesinde ya da en gerilimli anında izleyici, karakterlerin birbirleriyle olan sıcak temaslarıyla karşılaşır ve derin bir oh çekerler. Bu temas fikrinin haricinde ise, kimi zaman, oyuncu kostümleri ve yapılan makyajlar da bir çeşit seks sunusu gibi izleyenleri bilinçsizce etkilemeye devam eder. Bazı yapımcılar ise ortaya çıkan ürünlerdeki baskın heteroseksüel karakter döngülerinin yanlışlığı üzerine karar kılıp birçok defa farklı bir gelecek tasvir eder.

“Gender” kavramını cinsiyetsiz bir oluş ya da birden fazla cinsiyet sahibi (Hermafrodit) olarak da hayal edildiği yapımlar da günümüz gerçeklerinden biridir. Öte yandan, geçmiş yıllarda ekranlarda karşılaştığımız “mahallemizin abisi, teyzesi vb” diye tabir edilen kısacası halkı tam anlamıyla temsil eden yapımların da bir anda ortadan kalkmasıyla adeta “Nazi Irkçılığı” ekseninde yaratılmaya çalışılan “Ari Irk” türünün yükselişine tanıklık ediyoruz. Medyanın her koluna hâkim olmuş bu anlayışla ortaya çıkan büyülü dünyanın tüm fertleri benzer üstün fiziksel özelliklere sahip bağımsız bir topluluk görünümündedir. Bu anlayış sadece bilimkurgu eserlerini etkilemekle kalmayıp tüketim toplumunda genel bir algı değişikliğine de sebep olmuştur.

Son olarak kimi yapımcıların “seks satar,” anlayışına sıkı sıkı bağlı olduğu da söylenebilir. Bütçesinin boyutu ne olursa olsun yapımcıların zarar etmeme isteğiyle doğrudan ilintili bir durumdur bu. Yapımı daha alımlı göstermek adına bir çeşit aldatmaca ya da reklam çalışması da denebilir. Bir de bilimkurguyu romantik bir çizgide işleyen yapımlar vardır ki izleyenlerin doğrudan duygudaşlık kurmasını hedefleyen bu eserler de yukarıda bahsettiklerim kadar beğenilmiştir.
Sizleri yer yer cesur sahneleriyle, kimi zaman seksi çağrışımlar için hazırlanmış kostümleriyle dikkatleri üzerine çeken, akıllara kazınmış en iyi dram ve romantizm temalı bilimkurgu yapımlarıyla baş başa bırakıyorum.

1-About Time (2013):

Richard Curtis’in yönetmenliğini üstlendiği film zamanda yolculuk fikrini romantik bir eksende işlemektedir. İlgi çeken senaryosuna oyuncuların samimiyeti de dahil olduğunda sorgulanması gereken hayatlar hakkında fikirler sunmaktadır. İMDB: 7,8.

2-Artificial Intelligence: AI (2001):

Brian Aldiss’ın ünlü kısa öyküsü olan  Yazlık Süper Oyuncaklar’dan esinlenen filminin yönetmeni Steven Spielberg’tir. Filmde yapay zekâ sahibi olan bir çocuğun hüzünlü hayatı konu edinmektedir. Çocuğun anne sevgisine olan özlemi öyküyü bir kez daha önemli kılmaktadır. İMDB: 7,1.

3-Barbarella (1968):

Aynı adı taşıyan Fransız çizgi romanından esinlenen filmin yönetmenliğini Roger Vadim üstlenmiştir. Dönemin bilimkurgu anlayışının bir yansıması olan Barbarella, Jane Fonda ile ününü taçlandırmış bir yapımdır. İMDB: 5,9.

4-Bokeh (2017):

İzlanda’ya tatil için giden genç çift, bir sabah uyanır ve herkesin gitmiş olduğunu görür. İzlanda’nın muhteşem doğasıyla baş başa kalan sevgililerin hayat hakkındaki anlam arayışına tanıklık ediyoruz. Kuzeyin soğuk iklimine ve eşsiz doğasına tanıklık ettiğimiz bu film melankolinin sınırlarında gezinmekte. İMDB:5,0.

5-Cocoon (1985):

Ron Howard’ın yönettiği film, yayınlandığı dönemin mizahi karakterlerinin doğrudan aktarıldığı komedi türünde bir bilimkurgu filmidir. Bir grup ihtiyarın havuz içinde karşılaştıkları uzaylı türüyle olan karşılaşmalarını konu edinmiştir. İMDB: 6,5.

6-Demolition Man (1993):

Sylvester Stallone’nun oyunculuğuyla göz doldurduğu bir dönemin efsane filmlerinden biridir. İşlediği öne sürülen suçlar nedeniyle uzunca süre dondurulan polis memurunun gelecekteki dünyada uyanmasıyla birlikte işler çığırından çıkar. Marco Brambilla’nın yönetmenliğini üstlendiği filmin İMDB puanı 6,6’dır.

7-Eternal Sunshine of the Spotless Mind (2004):

Jim Carrey ve Kate Winslet’ın başrollerini oynadığı ve dilimize “Sil Baştan” olarak çevrilen film, kendi türü içerisinde belki de en fazla popülerliği olan yapımların başında gelmektedir. Sıcak ve samimi bir film olan Sil Baştan filminin yönetmeni Michel Gondry’dir. İMDB:8,3.

8-Equals (2016):

Drake Doremus’un yönetmenliğinde duygularından arındırılmış distopik bir gezegende yaşayan insanların mücadelesinin anlatıldığı filmin İMDB puanı 6,1’dir. İnsan olmanın en temel gerekliliklerinden birisi olan duygu durumunun yitirilmesi durumunda neler olabileceği hakkında merakı olanlar için iyi bir eser.

9-Ex Machina (2014):

Dram ve gerilim türlerinin başarıyla işlendiği nefes kesen bir yapay zekâ filmi olan Ex Machina’da bir robotun ondan habersiz bir insanla olan buluşmasını konu edinmektedir. Yönetmen koltuğunda Alex Garland bulunan filmin İMDB puanı 7,7.

10-Her (2013):

Spike Jonze’nin yönettiği Her, yakın gelecekte yalnızlıktan kurtulmak adına sanal bir varlıkla kurulan iletişimi anlatmaktadır. Joaquin Phoenix'in göz dolduran oyunculuğu ile yakından baktığımız yapay zeka sanal arkadaşlık konusunun artıları ve eksileri üzerine düşünmekte yarar var. İMDB: 8,6.

11-Humans (2015-2018):

“Synth” adı verilen insansı robotların kullanım alanlarının gittikçe arttığı bir dönemde bu robotların hayatına odaklanan bir yapımdır. Artık daha insansı robotların hayatın her alanına girmesi ile birlikte başlayan sorunlara odaklanan dizi ilgi çekici bir seyre sahip. İMDB: 8,0.

12-I Origins (2014):

Mike Cahill’in yazıp yönettiği film, moleküler biyolog olan bir bilim insanın göz ile ilgili yaptığı araştırmayı konu edinmektedir. Filmin başrollerinde ise Michael Pitt, Steven Yeun ve Astrid Bergès-Frisbey bulunmaktadır. İMDB: 7,4.

13-In Time (2011):

Cillian Murphy, Amanda Seyfried ve Justin Timberlake’in başrollerinde olduğu film karamsar bir gelecek portresiyle karşımızda. Para yerine zamanın hüküm sürdüğü bu hayatta zenginler yaşama hakkı elde ederken fakirlerin genç ölmesini konu edinmiş. İMDB: 6,7.

14-Melancholia (2011):

Lars von Trier’ın yazıp yönettiği film güneşin ardında saklı kalmış melankoli isimli bir gezegenin ortaya çıkmasıyla başlayan dram temelli bir filmdir. Film boyunca aile içinde yaşanması muhtemel sorunlarla kıyamet miti üzerinde duruluyor. İMDB: 7,1.

15-My Future Boyfriend (2011):

Sara Rue ve Barry Watson’ın başrol oyuncusu olduğu film gelecekteki bir arkeoloğun günümüzde yaşanmış bir aşkın peşinden zaman yolculuğu yapmasını konu edinmektedir. İMDB: 5,5.

16-Never Let Me Go (2010):

Birlikte büyüyen üç çocuğun öğreneceği bir gerçek hayatlarını sarsacaktır. Kazuo Ishiguro’nun aynı ismi taşıyan romanından uyarlanmış filmde klon kavramı farklı bir biçimde işlenmiştir. İMDB: 7,2.

17-Nineteen Eighty Four (1984):

George Orwell’ın aynı adı taşıyan distopik romanından uyarlanan filmin yönetmeni Michael Radford’dur. Diktatörlüğün ve baskıcı rejimlerin kısa tarihi anlatılan bu kült eser, bilimkurguya dair üretilen pek çok esere ilham vermiştir. Baskıcı rejimlerin ortak yönlerini pekala gün yüzüne çıkartan Orwell'in distopyasını izlemeden geçmeyin. İMDB puanı ise 7,2.

18-Oblivion (2013):

Joseph Kosinski’nin yönettiği ve başrollerinde Morgan Freeman, Tom Cruise ve Andrea Riseborough gibi usta isimlerin olduğu film, dünyanın kaynaklarını tüketmek için sanal bir yaşam döngüsüne hapsolmuş insanları anlatmaktadır. Başarılı görsel efektlerle süslenmiş film İMDB’den aldığı 7.0 puanın hakkını da fazlasıyla vermiş görünüyor.

19-Passengers (2016):

Morten Tyldum’un yönettiği ve Jennifer Lawrence , Chris Pratt , Michael Sheen gibi isimlerin rol aldığı film bir arıza sebebiyle beklenenden çok daha erken uyandırılan iki yolcunun başından geçenlerini anlatmaktadır. İMDB: 7,0.

20-Perfect Sense (2011):

Salgın fikrinin oldukça etkili bir biçimde kullanıldığı bu film, insanların duyu organlarını birer birer kaybetmesini anlatmaktadır. Başrollerinde Ewan McGregor ve Eva Green bulunmaktadır. İMDB: 7,1.

21-Splice (2009):

Vincenzo Natali’nin yönettiği film DNA üzerine yapılan çalışmaları ve farklı türlerin genleriyle oynanarak melez bir canlı yaratmanın ne boyutlarda bir sonuç doğuracağının anlatıldığı başarılı bir filmdir. İMDB: 5,7.

22-Species (1995):

Gerilim türündeki bu filmde laboratuvar ortamında yaratılan bir varlığın kontrolden çıkması anlatılmaktadır. Ortaya çıkan bu tür ise pek çok ayrıcalıklı özelliklere sahip. Cesur sahneleriyle adından söz ettirmiş olan Species’in İMDB puanı 5,8’dir.

23-Sense8 (2015-2018):

Lana Wachowski ve Lilly Wachowski kardeşlerin yarattığı dizi, birbirlerine telepati  yoluyla bağlanabilen sekiz kişinin sıra dışı hayatlarına odaklanıyor. Dizi, dünyanın çeşitli yerlerinde çekim yapmasıyla da adından söz ettirirken oyuncuların performansı da izleyicilerden tam not almıştır. İMDB: 8,4.

24-The Handmaid’s Tale (2017 -):

Bruce Miller tarafından yaratılan ve başrollerinde Elisabeth Moss , Max Minghella , Amanda Brugel gibi isimlerin bulunduğu dizi, distopik bir gelecekte kadın bedeni üzerinden sürülen hükmü tasvir etmektedir. Dizi Margaret Atwood’un aynı adı taşıyan romanından uyarlanmıştır. Tanrı, devlet ve teokrasi gibi kavramları derinlemesine işleyen dizinin İMDB
puanı 8,6’dır.

25-The Island (2005):

Ütopik bir gelecekte zengin kimseler için üretilen klonların özgürlük mücadelesinin anlatıldığı filmin başrollerinde Scarlett Johansson ve Ewan McGregor bulunmaktadır. İMDB:
6,9.

26- The Man in the High Castle (2015-2019):

Frank Spotnitz’un yönettiği ve Philip K. Dick’in  “The Man in the High Castle” isimli romanından uyarlanan dizi, Alternatif Tarih konusuyla tüm dünyada beğenilmeyi başarıyor. Nazilerin savaşı kazandığını varsayan yapım, Paralel Evren kavramını da ustalıkla işliyor. Dizinin başrollerinde ise Alexa Davalos , Luke Kleintank ve Rufus Sewell var. İMDB: 8,1.