2019 yılının son aylarında Çin’de ortaya çıkan ve hızla dünyaya yayılıp binlerce kişinin ölümüne neden olan Covid-19’un nedeni hakkında tartışmalar sürüyor. Minnesota Üniversitesi Küresel İncelemeler Enstitüsü’nde çalışan Evrimci Biyolog Rob Wallace pandeminin nedenin büyük endüstriyel çiftlikler olduğunu söylüyor.
Her yeni salgındaki asıl tehlikenin her yeni Covid 19’un münferit bir olay olduğunu kavrayamamak hatta kavramayı çıkarcı bir şekilde reddetmek olduğunu belirten Wallace, “Virüslerin artışı gıda üretimi ve çok uluslu şirketlerin karlılığı ile yakından bağlantılı. Virüslerin neden daha tehlikeli hale geldiğini anlamayı hedefleyen herkes, endüstriyel tarım modelini ve özellikle de hayvancılık üretimini araştırmalı. Şu anda az sayıda hükümet ve az sayıda bilim adamı bunu yapmaya hazır. Birçoğu ise tam aksini yapıyor” diyor.
Sorunun endüstriyel tarımdan da kapsamlı olduğunu belirten Wallace, “Sermaye dünya çapında balta girmemiş ormanlar ve küçük çiftlik sahiplerine ait tarıma elverişli arazileri gasp etmekte başı çekiyor. Bu yatırımlar hastalıkların ortaya çıkmasına yol açan bir kalkınmaya ve ormanların yok edilmesine neden oluyor. bu devasa arazilerin sunduğu işlevsel çeşitlilik ve karmaşıklık daha önce bir yere sıkışıp kalmış patojenleri yerel çiftlik hayvanlarına ve insan topluluklarına yayacak şekilde sıraya diziliyor. Kısacası Londra, New York ve Hong Kong gibi sermaye merkezleri birincil hastalık yayma merkezi olarak ele alınmalı” diyor.
Sermayeden bağımsız patojen olmadığını ifade eden Wallace, “Dünya Gezegeni hem biyokütle hem de kullanılan toprak açısından büyük ölçüde Çiftlik Gezegenidir. Tarım işletmeleri gıda piyasasını ele geçirmeyi hedefliyor. Neoliberal projenin neredeyse tamamı, daha gelişmiş sanayileşmiş ülkelerde yerleşik şirketlerin, daha zayıf ülkelerin topraklarını ve kaynaklarını çalma çabalarını destekleme etrafında örgütlenmiştir. Sonuç olarak, daha önce uzun zaman evrilmiş orman ekolojileri tarafından kontrol altında tutulan bu yeni patojenlerin birçoğu yayılmakta ve tüm dünyayı tehdit etmektedir” ifadelerine yer verdi.
Daha doğal ekolojilerin yerini alan sermaye tarafından yönetilen tarımın, virüslerin evrimleşebilmesine neden olduğunu belirten Wallace, “Ölümcül hastalıklar üretmek için daha iyi bir sistem tasarlayamazsınız. Evcil hayvanların genetik olarak monokültür yetiştirilmesi, bulaşmayı yavaşlatmak için mevcut olan her türlü bağışıklık emniyet şeridini ortadan kaldırır. Her endüstriyel üretimin bir parçası olan yüksek ürün hacmi, virülansın evriminin yakıtı olarak hastalığa duyarlı canlıların sürekli yenilenen bir arzını sağlar. Endüstriyel tarım o kadar kar odaklıdır ki , bir milyar insanı öldürebilecek bir virüs için seçim yapmak alınmaya değer bir risk olarak görülür” dedi.
Virüsün başlangıç noktasının Wuhan’daki Hunan Toptan Deniz Ürünleri Pazarının batı ucuna kadar uzandığını belirten Wallace, “Pazara odaklanmak artbölgelerdeki yabani tarımın kökenlerini ve artan biçimde sermayeleşmesini gözden kaçırıyor. Endüstriyel üretim (domuz, kümes hayvanları vs.) balta girmemiş ormanlara doğru ilerledikçe yabani gıda işleticilerine kaynak popülasyonları çin ormanda daha fazla tarama yapmaları konusunda baskı yapıyor, Covid 19 dahil olmak üzere yeni patojenlerle arabağlarını ve onların yayılmasını artırıyor” şeklinde konuşuyor.
Erkan Ünal’ın derlemesiyle Runik Kitap tarafından yayınlanan “Çivisi Çıkan Dünya-Covid-19 Salgını Üzerine Muhasebeler” kitabında yer alan röportajda Wallace yeni salgınların ortaya çıkmasını önlemek ya da azaltmak için gıda üretiminin kökten değişmesi gerektiğini söylüyor. Çiftçi özerkliğinin ve güçlü bir kamu sektörünün çevresel felaketleri ve kontrolden çıkmış enfeksiyonları azaltabileceğini belirten Wallace, “Bir toplumsal yeniden üretim biçimi olarak endüstriyel tarım sadece bir kamu sağlığı meselesi yönüyle bile temelli sonlanmalı” ifadelerine yer veriyor.
Kitapta ayrıca felsefe, antropoloji, tarih ve biyoloji gibi çeşitli araştırmalar yapan dünyanın önde gelen yazarlarının Covid 19 ile ilgili metinlerinden bir seçki yer alıyor. Erkan Ünal kitapla ilgili, “Covid 19 ile ilgili dar bakışlı ve indirgemeci yazılara meydanı boş bırakmamak için meseleyi çok yönlü biçimde, eleştirel gözle, kamunun acil gereksinimlerini ve daha iyi bir dünya ihtimalini düşünerek bu derlemeyi yaptık” diyor. Kitap salgına karşı dünyanın dört bir yanında canla başla mücadele eden sağlık çalışanlarına adanmış.
132 sayfalık kitabı insan elinden bırakamıyor. Kitap; sadece Covid 19 ile boğuştuğumuz bugünler için değil bundan 50 yıl sonrası için de tarihe not düşmesi açısından önem arz ediyor.