“Antigone’ye Giriş”
Kızı Antigone ile beraber Thebai'yi terk eden Oedipus birtakım maceralardan sonra Kolonos'ta sakin bir ölüme kavuşunca Antigone Thebai'ye döndü.
Kızı Antigone ile beraber Thebai'yi terk eden Oedipus birtakım maceralardan sonra Kolonos'ta sakin bir ölüme kavuşunca Antigone Thebai'ye döndü.
Geçen gün bu uşağı aynı geniş bahçeye girerken gördüm. Bu sefer ince burunlu, beyaz tüylü bir köpeğin ipini tutmuştu.
Sokaktan, yanlarında birer kadınla geçen insanlar bu gürültüye başlarını çevirip bakıyorlar, sonra gülüşerek yollarına gidiyorlardı.
Ressamlar, arkadaşlarının alayına uğramamak için bugün başlarından geçeni gizli tutmaya karar verdiler.
“Bu dünya böyledir işte, kimi adam öldürdüğü için katil diye anılır, kimi adı katile çıktı diye adam öldürür.”
Herkes, rüzgârdan, dalgalardan korunabilmek için aksi tarafa yığılıyor, bu yüzden gemi daha çok sancağa yatıyordu. Ortalık adamakıllı karanlıktı. Bir köşede kusan kadınlar, ağlayan çocuklar vardı....
Avni Akbulut, oradaki bir iskemlenin üstüne dermansız bir halde oturmuş, alnından boncuk boncuk dökülen terleri siliyordu.
Biraz ilerideki pencereden bir avuç kadar gökyüzü görünürdü: Masmavi...
Şap Denizi'nde dolaşan gemilerin ateşçilerine kazanların önü güverteden daha serin gelir.
Öyle zamanlarım olur ki, beni sessizce bekleyen odama giderken, bu her akşamki yürüyüş beni sıkar, boğar ve ben caddeyi örten kalın kar tabakasının üstüne uzanarak...
Vaktin daha erken olduğunu düşünerek bu binayı yakından görmek isteğine kapıldım.
Genç şair siyah meşin ciltli ufak kitabı havaya kaldırarak bağırdı: -Bundan daha yükseğinin bulunduğunu söyleyemez, sevgilim benim eserimden daha güzelini okuduğunu iddia edemez ya.Gözlerinde, erimiş...
Hiç sen bir su değirmeninin içini dolaştın mı adaşım?.. Görülecek şeydir o... Yamulmuş duvarlar, tavana yakın ufacık pencereler ve kalın kalasların üstünde simsiyah bir çatı......
Meğer ne büyük günah işlemişiz! Kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük.
Yalancının en büyük azabı, sözlerine kimsenin inanmaması değil, kendisinin kimseye inanmaması imiş.
Bizde birkaç sahifeden fazla yazı okumağa tahammülü olmayan bir "yarı münevver" zümresi vardır. Bunlar ruhları hasta, iradeleri gevşek, kafalarını bir nokta üzerinde uzunca bir zaman...
Yarenlik adını taşıyan küçük bir şiir kitabı aldım, bir saatten az bir zaman içinde baştan sona kadar içindekilerin hepsini okudum, ondan sonra uzun uzun düşündüm....