2018’de Floransa’nın ve İtalya’nın en ünlü müzelerinden Uffizi Galerisi’ni gezen bir kişinin kalbi, Sandro Botticelli’nin “Venüs’ün Doğuşu” tablosuna bakarken durdu.
İsmi açıklanmayan erkek, Botticelli’nin 15. yüzyıl sonlarında yaptığı ve İtalyan rönesansının başyapıtlarından kabul edilen tablonun önünde yere yığıldı.
İtalyan basınındaki haberlere göre fenalaşan adama ilk müdahaleyi, müzeyi gezmekte olan Romalı bir doktor grubu yaptı.
Müzedeki defibrilatör (elektro-şok cihazı) ile adamın duran kalbi yeniden çalıştırıldı.
Ambulansla hastaneye kaldırılan adamın sağlık durumunun iyiye gittiği belirtildi.
Caravaggio’nun eseri ‘Medusa’ önünde bayılan oldu.
Venüs’e bakarken fenalaşan adamın “Stendhal Sendromu”ndan muzdarip olduğu iddia edilirken Uffizi Galerisi Müdürü Eike Schmidt, “Tıbbi teşhis yapmak benim alanım değil. Fakat son yıllarda galerimizdeki önemli eserlerin önünde çok sayıda fenalaşma vakası yaşandı” dedi.
Ünlü İtalyan ressam Caravaggio’nun 1596-1598 yılları arasında yaptığı Medusa adlı eseri Uffizi Galerisi’nde sergileniyor.
Schmidt, bu vakaların hem Botticelli’nin eserlerinin hem de Caravaggio’nun “Medusa” eserinin önünde yaşandığını söyledi.
Schmidt’in anlatımına göre Uffizi’de 2016’da bir adam yine Botticelli’ye ait olan “İlkbahar” eserinin önünde sara nöbeti geçirmiş. Bu yıl da Caravaggio’nun Medusa’sının önünde de bir kişi bayılmış. Schmidt bu vakaları, “sanatın gerçekliği etkilediğinin kanıtı” olarak yorumluyor.
“Stendhal Sendromu”, ismini, 18-19. yüzyıllar arasında yaşamış olan Fransız yazar Stendhal’dan (Marie-Henri Beyle) alıyor.
1817’de Floransa’yı ziyaret eden Stendhal, Santa Croce Bazilikası’nı gezerken coşku, kalp çarpıntısı ve halsizlik hissi yaşadığını yazmıştı.
Rönesansın başkenti Floransa’nın, bu belirtilerin en sık görüldüğü yerlerden biri olması nedeniyle bu rahatsızlığa “Floransa Sendromu” da deniliyor.
Kitabı yazıldı
“Sanat zehirlenmesi” diye de bilinen bu sendrom 2014’te bilimsel bir araştırmayla incelenmişti.
Floransa’daki Medici Riccardi Sarayı’nın ziyaretçilerini incelemeye alan bilim insanları, fresklerle süslü şapeli gezen ziyaretçilerin yüz kaslarının gevşediğini, gözbebeklerinin küçüldüğünü, kalp atış hızı, nefes alış-verişleri ve tansiyonlarında değişiklikler olduğunu belirlemişti.
Bu sendroma “Stendhal” adını veren İtalyan psikiyatr Graziella Magherini, 1989’da yazdığı “Stendhal Sendromu” kitabında Floransa’da 10 yıl içinde 100’ün üzerinde “Stendhal Sendromu” vakası yaşandığını belirtiyor.
Magherini 2008’deki bir söyleşide de bunun nedenini şöyle açıklıyor:
“Stendhal Sendromu çoğunlukla Floransa’da yaşanıyor çünkü dünyada Rönesans sanat eserlerinin en yoğun olduğu yer burası. İnsanlar kısa sürede yüzlerce başyapıtla karşılaşıyor. Rönesans sanatı herkese hitap ediyor, hakkında fazla bilgiye sahip olmayanlara bile. Oysa modern, kavramsal sanatta durum farklı, bunlardaki mesajı anlayabilen insan sayısı çok daha az.”