Pandemi nedeniyle kilit altında büyüyen gençler, yetişkinlerin aldıkları kararlarla yaşamlarının her alanına müdahil oldukları halde salgın sırasında seslerini ve deneyimlerini duyuramıyor. Yapılan araştırmalara göre; gençler bu süreçte siyasetle giderek daha fazla ilgilenmeye ve topluluk eylemlerine daha fazla katılmaya başladı.
Huddersfield Üniversitesi ve Nuffield Vakfı tarafından finanse edilen danışmanlık şirketi Ecorys tarafından yapılan araştırmayla gençlerin politikaya katılımları ve pandemi tecridi sırasında deneyimleri incelendi. Covid altında büyümek araştırma projesi İngiltere, İtalya, Lübnan ve Singapur’da 14-18 yaş arası 70 genci kapsadı.
Çalışma bulguları gençlerin merkezi karar verme mekanizmalarına daha fazla dahil edilmek istediklerini ortaya çıkardı. Araştırma, bazı gençlerin yaşları nedeniyle seslerinin ve endişelerinin kabul edilmediğini, konuşma ve soru sormaktan alıkonulduğunu hissettiklerini vurguladı. Gençler liderlere mektup yazmak için kampanyalar düzenleme girişiminde bulunduklarında bile çok az yanıt aldıklarını dile getirdiler.
İngiltere’de 14 yaşındaki bir kız İskoçya’da bir bakanın gençlerle yaptığı soru cevap deneyimi hakkında şunları söyledi: “İnanılmaz bir deneyimdi. Bizimle neredeyse röportaj yaptı. Pandemiye ilişkin görüşlerimizi, endişelerimizi paylaşma fırsatımız oldu ve gençler için yapılmadığını düşündüğümüz şeyleri dile getirdik. Sadece onunla konuşmak bile bir farklılık yarattığımızı hissettirdi. ”
Gençlerle bağlantı kurma fırsatını değerlendiren politikacılar (karar vermeyi bilgilendirmenin zorunluluğunun ötesinde) gençlere vatandaş olarak değer gördüklerine dair olumlu bir mesaj gönderiyor. Ve gençler bundan daha fazlasını istiyor.
Pandemi sırasında siyasi liderlikte algılanan eksikliklere ve hesap verebilirlik eksikliğine yanıt olarak, gençlerin çoğu siyasete ve kendi demokratik rollerine karşı artan düzeyde ilgi geliştirdiler. Bu, sosyal medya tarafından sağlandı ve etraflarında gelişen gerçek hayat olaylarına dair artan bir farkındalıkla beslendi.
Black Lives Matter (BLM) hareketi ve Birleşik Krallık’ta birçok ailenin yaşadığı artan zorluklar ve bedava okul yemekleri kampanyası özel mihenk taşlarıydı. 17 yaşındaki Aisha şu yorumu yaptı:
“Milletvekillerinin Marcus Rashford’un yaz boyunca bedava okul yemeklerini uzatma kampanyasını reddettiğini öğrendiğimde tiksindim… Şu anda tüm ailelerin maddi olarak mücadele ettiği düşünülmeliydi. Hükümetin yardım etmeye daha istekli olması gerekirdi.”
Gençler, siyasi karar alma sürecini anlayamayacak veya katkıda bulunamayacak kadar genç oldukları varsayımlarından çok, ne olup bittiğinin şiddetle farkına varabilir, giderek daha belirgin hale gelen adaletsizliklerle ilgilenebilir ve vatandaşlar olarak demokratik süreçlere katkıda bulunma haklarının olmasını isteyebilirler.
17 yaşındaki Amelia şunları söyledi:
“Tek istediğimiz duyulmak, göz ardı edilmemek ve muhtemelen bizden daha vasıflı olmayan kişiler tarafından bizim için kararlar aldırmak. Politika bu günlerde bir hit ve bir kaçış gibi görünüyor. Politikacılar dinlemiyorlar, sonra bir şeyi alt üst ediyorlar ve… onu ele almak yerine kaçıyorlar.”
Gençler, seslerini ve siyasi temsiliyetlerini kullanmak için yeni alanlar görüyorlar. 15 yaşındaki James şunları söyledi:
“Bu küresel salgın sırasında, gençlerin zorluklara rağmen ortak bir amaç için ve doğru olan için birlikte durabildiklerini gösterdiklerini düşünüyorum. Protestolar buna örnek.”
Projenin en ilham verici bulgularından biri, gençlerin doğrudan topluluk girişimlerine nasıl dahil oldukları oldu. Bir genç şöyle söyledi:
“Daha fazla şeye dahil olmak ve bir şekilde yardımcı olduğumu hissetmek istedim. Yapabileceğim bazı şeyler olduğunu bildiğimde öylece oturmak istemedim. Köyde gönüllü çalışıyordum, aileleri oldukça uzakta olan yaşlıları haftalık olarak kontrol ettik ve ben birçok başka projeye dahil oldum.”
Gençlerin topluma katkısının değeri açıktır. Amelia’nın dediği gibi:
“Karar vericilerin bizi dinleme gücüne sahip olduklarını ve birlikte büyük değişiklikler yapabileceğimizi bilmelerini istiyorum… Sesimizin daha yüksek olması gerekmez; dinlemeyi seçenler için yeterince gürültülüdürler. En sessiz olanlar bile.”
Bu, gençleri ciddiye almaya başlamamızın, bize söylediklerini dinlememizin ve değişim gücü olarak katılımlarını desteklememizin tam zamanı. Sürdürülebilir, kapsayıcı ve demokratik bir gelecek inşa etmenin en iyi yolu bu.
Kaynak: The Conversation