Çocukluk
Kuru, kızıl kahve yaprakların hışırtısı
Avucumda ezilirken
Çocukluğum bir hatmi çiçeği altında
Kiremit tozlarından biber,
Çamur pastalar,
Raflarıma dizilirken
Dizlerimin kanı kurumadan koştuğum
Çimenler ayaklarımda ıslak
Taze domates demlenirken salçalık
Açtığımız yufkalar yüreğimizle ince
Sehpanın kırık bacağı çarpık
Dururken
Radyoya ekmek attığım
İnsancıklar ölmesin açlıktan
Elimi sokan arının
Kalbini bıraktığı yeri öperken
Merhametli
Taşırdım bayır aşağı beni
Sırtında taşıyan
Cefakâr bisikletimi
Kucağımda
Ağlayan tavşan bebek
O gün öptüm yüreğinden
Sustun mu artık bilemem
Küstüm üç dakika önce
Ama bir şey sormam lazım
İnsan neden ağlar sevinince
Hiiç barışmak için değil
Aklıma geldi nereden ne bileyim
Neyse artık gitti yemin
Üç gün serçelere ekmek
Karıncalara şeker verdim mi
Sanırım ödeşebilirim
Sek sek oynarken terliğe takılıp
Yuvarlandığım taşlardan silkelenip
Kalkarken
Bir kez daha düşünme fırsatım oldu
Şu konuyu
Örümceklere sakız vermekle
Galiba hata ettim
Çilekliydi ama
Sanırım onlar sevmedi
Çünkü hiçbiri çıkıp da bir kez
Teşekkür bile etmedi.