İstanbul’da uzun yıllardır yaşayan yeşil papağanın sayısı her geçen gün artıyor.
Özellikle parklar, korular ve yeşil alanlarda sıkça görülen yeşil papağan (Psittacula Krameri) ve İskender papağanının (Psittacula Eupatria), Türkiye’ye nasıl geldiği konusunda net bir bilgi yok. Sadece yaklaşık 40 yıldır birçok bölgede yerleşmiş oldukları belirtiliyor.
İstanbul’un birçok alanında da sürüler halinde gezen ve çıkardıkları seslerden dolayı herkesin ilgisini çeken bu papağan türlerinin sayılarının gün geçtikçe arttığı gözleniyor.
“İlk olarak Türkiye’de 1976 senesinde görüldü”
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Orman Fakültesi Ormancılık Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Ergün Bacak, papağanların yaklaşık 40 yıldır kentin çeşitli semtlerinde varlık gösterdiğini söyledi.
Bacak, papağanların İstanbul’da gelerek yaşam alanı bulmasına ilişkin çeşitli bilgilerin olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
“Papağanların nasıl geldiği konusunda birden fazla hurafe var. Birden fazla yöntemle geldikleri düşünülüyor ancak herhangi bir kanıt yok. Kimisi gemiden, kimisinin de gümrükteki kamyonlardan ya da devrilen kamyondan kaçtıklarını söyleniyor. Evcil hayvan dükkanlarından, yurt dışından gayriresmi yollardan papağanların salındığını söyleyen de var. Bunların hangisi gerçek, henüz belli değil. Biz de bu yüzden kanıtlanmamış teoriler diyoruz. İlk olarak Türkiye’de 1976’da görüldüğü belirtiliyor. Yaklaşık 40 senedir İstanbul’da oldukları biliniyor. İstanbul’da ilk yerleşkelerinden biri ise Gülhane Parkı. Çünkü burada ağaçlar oldukça büyük. Papağanların beslenebileceği uygun ağaçlar var. Çitlembik, çınar gibi tohumlu ağaçlar var. At kestaneleri insanlar için zehirli olsa da papağanlar için zehirli değil.”
Parklarda, korularda ve şehrin yeşil alanlarına dağılmış papağanları görmenin mümkün olduğunu belirten Bacak, “İstanbul’da Gülhane Parkı, Emirgan Korusu, büyük ve küçük Çamlıca tepeleri, Florya Atatürk Orman Çiftliği, Belgrad Ormanı’nın girişine yakın koruluk alan papağanları en iyi görebileceğimiz yerler arasında. Gülhane Parkı’nda kafanızı kaldırdığınızda görebilir, birçok ses duyabilirsiniz.” dedi.
“Yeşil papağanlar istilacı bir kuş türü”
Ergün Bacak, yeşil papağanların Doğu Asya, Hindistan, Nepal, ve Orta Afrika’da doğal olarak yayıldığına ancak Avrupa’nın tamamında, Amerika ve Güney Afrika ile Avustralya’ya kadar istilacı olduklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Yeşil papağanlar istilacı bir kuş türü. Venezuela’da da istilacı olmuş ancak soyu tükenmiş. Neden tükendiği bilinmiyor. Nüfusu gün geçtikçe artıyor. Türkiye’de de böyle. Bundan 15 sene önce gelseydik birkaç 10 çift yeşil papağan görecektik ama şimdi yüzlerce yeşil papağanı bir arada görüyoruz. Dünyanın en zeki papağanlarından birisi. Hem yeşil papağan hem de İskender papağanı çok akıllılar. Çok akıllı oldukları için istilacı ve adapte olabiliyorlar. Bir sürü bitki türüyle beslenebiliyorlar. Yuva koruma başarısı çok iyi. Sosyal gruplar oluşturuyorlar. Mesela zeki olmalarının en büyük avantajı sosyal grup oluşturmaları ve düşmanlarına karşı hem grubu haberdar etmeleri hem de kendilerini korumaları.”
Yeşil papağanların aralık ayında kuluçka davranışına başladığını, şubat ayının ortalarında yumurtalarını bıraktıklarını anlatan Bacak, bu papağanların hazır kavuk ve eski ağaçkakan yuvalarını kullandığını söyledi.
Ağaçkakanlarla yuva rekabeti içerisindeler
Bacak, “Yeşil papağan ile İskender papağan, ağaçkakanlara baskı kuruyor ve yuvalarını alıyor olabilir. Kanıtlanmış halde değil ama ağaçkakanlarla yuva rekabeti içerisindeler. Bu tür sosyal gruplarla baş edebilecek yırtıcı türler yok. Gökdoğan, belki çakır gibi türler papağanları avlayabilir. Ama düşünsenize etrafta 20 papağan var. Bir tanesi gördüğü zaman haber veriyor ve bütün grup bir tarafa dağılıyor. Bu nedenle yırtıcıların da bu kuşları avlaması zor.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu papağan türlerinin soğuk hava koşullarına dayanıklı olduğunu ifade eden Bacak, “Sivas gibi, Erzurum gibi yerlerde yaşayamayabilirler ama İstanbul gibi nispeten pek çok canlının dayanabileceği kışa dayanabiliyorlar.” dedi.
Sayıları her geçen gün hızla artıyor
Ergün Bacak, İstanbul’da her geçen gün çoğalan papağanların artışının izlenmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Ürediği alanlarda ne kadar genişlediklerine bakmak lazım. Popülasyonları artıp bizim türlerle rekabet içerisine girebilir ve onları bir süre sonra alandan uzaklaştırabilirler. Son zamanlarda Gülhane Parkı’nda alaca ağaçkakanı görmez oldum, duymaz oldum. Acaba yeşil papağanlardan dolayı mı? Ya da sıvacı denilen ağaçlarda yuva yapan bir kuş vardı. Onu da görmez olduk. Ağaçkakanlar, sıvacılar orman içine doğru mu kaymaya başladı? Şu bir gerçek ki papağanların sayıları her geçen gün hızla artıyor. Son 20 yıldır sayılarını başarılı bir şekilde artırdıkları ve pek çok alana yayıldıkları bir gerçek. Yeşil papağanın diğer papağan türlerine göre en büyük avantajı rengi. Çok fazla dikkat çekmemesi. Rahatsız edilmelerini engelliyor bu avantajları, üremelerini kolaylaştırıyor. Biz bu canlıların verilerini toplayabilmek için bazen gönüllülere ihtiyaç duyuyoruz. İnsanların verileri ve gözlemleri bilimsel anlamda çok büyük açığı kapatıyor.”