Belki de Harry Potter hikayelerinin bu kadar etkili olmasının sebebi Ortaçağın Fransız Arthuriyen romantizminin, ikonik kahramanlarının hikayelerinin yeniden anlatımı olmasıdır.
Harry Potter ve Felsefe Taşı’nın Amerika’da yayınlanmasının ardından 20 yıl geçmiş olmasına rağmen “Sağ Kalan Çocuk” hiç de ölecekmiş gibi durmuyor. Ne de olsa rekorları alt üst eden yeni bir Broadway oyunu, yedi kitabın hepsinin yeni baskıları ve gezilebilen sergi deneyimi (British Library’de yapılmış olan en başarılı sergi) ile hala hayat buluyor.
On yıllar boyunca, henüz seriye başlamamış olanlar koparılan yaygaranın sebebini anlamadılar. Bir teoriye göre Harry Potter hikayelerinin bu kadar etkili olmasının sebebi “mit motiflerinin” yeniden anlatımı olması. Joseph Campbell’in, The Hero With a Thousand Faces Binlerce Yüze Sahip Kahraman) isimli kitabında şöyle bir anlatımı var: Bir kahraman günlük rutinlerin dünyasından doğaüstü olana geçiş yapar, karanlık büyülü güçlerle savaşır ve başkalarına yardım etme konusunda beceriler geliştirir.
Harry Potter’ın batı dünyasının bazı ikonik kahraman hikayelerinin anlatım tarzına temas ettiği kanısı yanlış değildir. Sonuçta J.K Rowling Exeter Üniversitesi’nde Fransız kültürü ve edebiyatı okumuştur ki bu Harry Potter’da görülen Ortaçağ Fransız Romantizmi motiflerinin açıklaması olabilir. Akademisyenler Heather Arden ve Kathryn Lorenz makalelerinde, (Harry Potter Hikayeleri ve Fransız Arthuriyen Romantizmi) Harry Potter hikayelerinin, Ortaçağ Romantizminden bir çok motif, karakter ve hikaye yapısı barındırdığına değinmişlerdir.
Arden ve Loretz, her ne kadar büyücü olmayanların (muggle) dünyası 21.yüzyıla has, arabalar, telefonlar ve trenler gibi öğeler barındırsa da Hogwarts’ın hala Ortaçağ tarzı işleyen bir yapı olduğunu belirtmiştir. Örneğin Hogwarts’daki yazışma mektuplarında hala mühür mumu kullanılır. Ve tabi ki Hogwarts’daki profesörlerin çoğu Merlin’in büyücüler birliği üyeleridir. Bununla birlikte büyücülük dünyasının tek boynuzlu atlar, ejderhalar, basiliskler, kurt adamlar ve anka kuşları gibi öğeleri doğrudan Ortaçağ Romantizmi’nden alınmış gibi durmaktadır.
Baş kahramanımızın kendisine gelecek olursak. Ortaçağ Romantizmi’nin kahramanlarından olan Percival savaşma konusunda doğuştan kabiliyetli ve inanılmaz hızlıyken, Harry’de süpürgesiyle uçma konusunda çok maharetli ve hızlıdır ve Quidditch sporunun ustasıdır. Kral Arthur cesareti ve sadakatiyle meşhurdur, tıpkı Harry gibi. Arden ve Lorentz ayrıca kitaplardaki büyüsel motiflerin 14.yüzyıl Arthuriyen hikayesi olan Claris et Laris’in modernleştirilmiş versiyonlarının olduğunu belirtmişlerdir.
Her iki hikayede de karakterler diğer karakterlerin görünüşlerine bürünebilir ve sihirli zaman değişiklikleri yaşayabilirler, tıpkı Hermione’nin daha fazla ders alabilmek için Azkaban Tutsağında yaptığı gibi. İki hikaye de büyüyle örülüdür, sihir ile kendi kendilerine açılan kapıları ve büyüleyici bir su altı macerasını barındırır. Claris et Laris’de karakterler sihirli sandallarında yolculuk ederken karşılaştıkları devi öldürürler, Harry Potter ve arkadaşları ise kızlar tuvaletinde bir trolü yalnızca baygın hale getirebilmişlerdir.
Yazarlara göre Harry’nin sadık arkadaşları da formülün bir parçasıdır. Tıpkı şövalye Arthur gibi Harry’ye de görevlerini yerine getirmede yardım eden sadık arkadaşları vardır ancak sonunda kötü şövalye ile tek başına yüzleşmek zorundadır. Tıpkı Arthur gibi Harry’de bir objenin içinden kılıcı çekip çıkarmıştır. ( Sırlar Odası’nda seçmen şapkadan kılıcı çıkarması) Tıpkı Arthur gibi Harry’nin de kaderinde Ginerva( Ginny Weasley tam adı) isimli bir kadınla evlenmek vardır. (Arthur’un eşinin adı Guinevere’den türetilen bir isimdir.) Ve tıpkı Arthur gibi Harry’de ilahi ve insani karışımın sonucudur.
Arden ve Loretz “Bu çifte dışavurumun temel bir motifidir” diye yazmışlardır. Tıpkı Arthur ve Percival gibi, Harry’de önce doğaüstü(büyücü) ailesinden ,sonra da sıradan (muggle) bir aileden ayrılmıştır. Büyü dünyasında doğuştan gelen bir şöhrete sahip olmasına rağmen, Hogwarts’a ilk kabul edildiğinde bu dünyanın dışından gelen biri olarak görülmüş ve kendini kanıtlamak için bir dizi testten geçmesi gerekmiştir. Ve bütün okuyucuların sevdiği bir motif daha vardır ki bu motifin kökeni Ortaçağ Arthuriyen Romantizmi’ne kadar dayanır, dışlanmış ama cesur bir bireyin seçilmiş kişi olduğu ortaya çıkar.
Kaynak: Dailyjstor
Çeviri: Arda Karaca