Enver Paşa’nın Devrim Sonrası Moskova Anıları

Enver Paşa'nın Moskova'daki cemiyet hayatının en çok aranan ismi olduğunu söyleyen Louise Bryant, "Gelecekteki bir tarihçi muhtemelen onu devrimin Don Juan'ı olarak anacaktır." diyor.


İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin liderleri arasında yer alan Enver Paşa’nın devrim sonrası Moskova’daki yaşantısı Louise Bryant’ın günlüklerinde ortaya çıktı. Bryant günlüklerinde Enver Paşa’nın “Devrimin Don Juan’ı olarak” anılmasının muhtemel olduğunu ifade ediyor.  

Amerikalı feminist Louise Bryant’ın 1920’lerin Rusya’sına, her şeyden önemlisi devrim sonrası Moskova’sının önemli şahsiyetlerinin hayatlarına eşsiz bir bakış açısı sunduğu günlüklerinde altı ay boyunca aynı konakta kalıp aynı masada yemek yediği ve aynı davetlere gittiği Enver Paşa ile ilgili çarpıcı ifadeler var. Envar Paşa’nın geçmişi ardında geleceği de Allah’a bıraktığını ifade eden  Bryant, “Aklı olan ve tüm varlığıyla kendini görevine adayan bir adamın kişilik, güç ve büyük ihtimalle cazibe sahibi olması kaçınılmazdır. Enver Paşa, bariz fırsatçılığına, zalimliğine, kaderci inancın getirdiği vicdansızlığına rağmen kesinlikle cazibe sahibidir” diyor. Enver Paşa’nın “tek kahramanının Napolyon olduğunu” belirten Bryant,  “Her şeyden önce kendisiyle ilgilenen Enver Paşa, bireyciliği yok etmeye çalışan ve devlete hayati önem veren insanlarla tuhaf bir tezat oluşturuyor” ifadelerine yer veriyor. 

Enver Paşa’nın Moskova’daki cemiyet hayatının en çok aranan ismi olduğunu söyleyen Louise Bryant, “Gelecekteki bir tarihçi muhtemelen onu devrimin Don Juan’ı olarak anacaktır. Yine de onun bu cezbedici kıyamete kaba bir kayıtsızlıkla direndiğini söylemek gerekir. Sosyal zaferle ilgilenemeyecek kadar siyasete adamıştı kendini. Moskovalı kadınların onunla o kadar ilgilenmelerinin asıl nedeni, neredeyse dayanılmaz derecede sıkıcı ve zor bir hayata verdikleri doğal tepkiydi” diyor. Bryant’ın Enver Paşa, Mustafa Kemal ve genel olarak Türklerle ilgili izlenimleri şöyle:

NEDENİ KAYSER BIYIĞI MI?

“Artistlerin sahne ışıklarının ardından Enver’e gülümsemeleri ve onun, altın şerit ve çok sayıda madalyalı Harbiye Nazırı kıyafeti giydiği, hala “Kayser” bıyığı bıraktığı eski fotoğraflarını ortaya çıkarmaları oldukça acınasıydı. Bir akşam perde arasında çay içmek için bir primadonna nın soyunma odasına davet edilmiştik. Enver konuşmayı reddederek kadının sandalyesinde gergince oturdu.Fakat Mezopotamya ve Kafkasya cepheleri eski komutanı olan amcası Halil Paşa ahşap kılıçlarla  yalandan bir düello yaparak bizi neşelendirdi. Rakibi Orta Çağ şövalyesi gibi giyinmiş bir şarkıcıydı. “

BÜROKRAT EŞLERİNİN DE İLGİ ODAĞI

“Aktristlerin yanı sıra birçok eski aristokrat da Enver’e karşı oldukça nazikti. Dışişleri Bakanlığına bağlı bir komiserin güzel karısı bile ona başka bir zaman ve mekanda olsa ilgi çekecek bir not yazmıştı. Kendisine Fransızca öğretirse ona Rusça öğretmeyi teklif etmişti ama Enver ona sertçe bir “profesör” olmadığı cevabını vermişti. “

TÜRKLERDEN ÖVGÜYLE SÖZ EDİYOR

“Ben Moskova’dan ayrılana kadar Türkler benim için hayatı daha az trajik kılmak için her şeyi yaptılar., daha önce hiç üzerinde düşünmediğim Türk mizacını öğrendim. Türkler arkadaşlık kurmada kendilerine özgü bir mizaca sahiptirler. Onlar için arkadaşlığın sınırı yoktur. Arkadaş, zenginlik ve başarıda olduğu gibi acı, utanç ve yoksullukta da her zaman arkadaştır. Öte yandan düşmana hiçbir nezaket gösterilmez; ona hiçbir zaman acınmaz ve hiçbir şekilde affedilmez.”  

MUSTAFA KEMAL HAKKINDAKİ SÖZLERİ

“Enver, Müslüman dünyasında her zaman büyük bir şöhrete sahip olacaksa da asla Kemal’in yerine geçemeyecektir. Mustafa Kemal Paşa, muzaffer Türkiye’nin büyük, çok sevilen kahramanıdır. O olmasaydı muhtemelen ülke de kurtulamayacaktı..”  

Louise Bryant’ın Enver Paşa ile ilgili pek çok anısının bulunduğu günlükleri Yahya Yeşilyurt tarafından çevrilip Runik Kitap etiketiyle raflarda yerini aldı. “Moskova’dan Devrim Portreleri” isimli kitapta ayrıca Bryant’ın Lenin, Rakovski, Krasnatsyok, Madam Kollontay ve Troçki gibi daha pek çok isimle ilgili anıları var.